26 Aralık 2009

1987 SENESİNDEN BERİ GÖRMEDİKLERİM

- Bel çantasını en son 1987 yılında Kuşadasında görmüştüm. şimdi bir de teknoparkın yemekhanesinde bir nerd'de gördüm.

- Kadın kılığına giren erkekleri en son ortaokulda görmüştüm. Şimdi bir de Acun Ilıcalı'nın yetenek sizsiniz programında gördüm.

- "Sıkı can iyidir" cümlesini en son ergenliğimde offladığım zamanlar duymuştum. şimdi de aniden asosyalleştiğini iddia eden bir arkadaşımla konuşurken duydum. (Bkz: iddia ediyoruz)

Yeni Yazarımıza Hoşgeldin Partisi!

Ruhsuz blogumun hiperaktif yazarı Nuh'un Gemisi'ne hoşgeldin diyor, kendisine damacanayla şarap ikram ediyoruz.

üstüne dökme e mi? şarap lekesi çıkmıyor.

22 Aralık 2009

çOK fanttAZİK Ama yasAK :))

11 Aralık 2009

mihmihmih


01 Aralık 2009

ığğğh

yaşlanmakta referans alınacak şey şudur arkadaşım; kral tiviyi açıyoruz, karşısına geçip piyasa şarkıcılara bakıyoruz. kaç yaşındalar? kendimizden en az 5 yaş küçükse olay bitmiştir. aramıza hoşgeldin

20 Kasım 2009

geçmiş olsun :(


15 Kasım 2009

http://www.ankaramobilyacilar.com/


24 Ekim 2009

i'm a barbie girl


13 Ekim 2009

Aslı'nın Gelişmesi



Bu facebook benim 12 yıllık arkadaşım, en ennnn ENNN yakın arkadaşım hakkında nasıl böyle şeyler söyleyebilir?

gerçekten fişleniyor muyuz?

09 Ekim 2009

kaptan arka kapı'nın arkadaşlık anlayışı

sosyomat'tan alıntı;

yemdihan uçak beyfendinin yazdıkları arasında görmüştüm; yemdihan uçak'ın sosyomattaki arkadaşlık anlayışı diye. hakikaten bu platformda yazılacak en anlamlı ve kişiye özel şeydi.

buraya geliş amacı kimileri için sosyalleşmek, kimileri için karı-kız/erkek download etmek, kimileri için de hakikaten arkadaş edinmek.

karşı cins ithal etmeyi bir kere kafadan eliyorum, sanal ortamlardan elde edip de beraber olduğu zaman 3 ayı geçenleri görmedim. bir kere çok güvensiz bir ortam burası. beni bile bu şekilde bulduysa kesin beni aldatıyor yargısı var insanlarda.

sosyalleşmek dersen evet, oturduğumuz yerden çok pis ahkam kesiyoruz, onları gerçek hayatta götümüz yerse yapıyor muyuz? sizleri bilemem ben bir kısmını pratiğe aktarıyorum. şimdi burada da bir ahkam kesicem, uygulanabilirliğini de bir süre sonra tekrar gelir yazarım sevgili kaptan severler.

hayatta insanlar sürekli sevdiklerinden kazık yiyorlar, sevmediklerinden yediklerine gülüp geçiyorlar bir süre sonra.

ilişkiye yara vermek edimini gerçekleştiren şaşar beşerler figüran da olsa hayatımıza teğet geçiyorlar. hani insanın hamurunda biraz da hassaslık varsa dünyası sarsılıyor. tamamen yıkılmıyor canım, yapmayın. hafıza-i beşer nisyan ile maluldür sonuçta.

benim arkadaşlıklarım üçüncü tekiller tarafından kurulan "ay siz çok iyi anlaşırsınız tanıştırayım" cümlesi işin içine girince başlamadan bitiyor. niye? ben tevdi edilen görevlerden topuklarını kıçına vura vura kaçan bir insanım. anlaşacaksam karşımdaki de bana benziyordur, aynısını yapacaktır. hah noldu o arkadaşlık, söyle sen bana?

iyi giderken biten arkadaşlıklar da bende şu şekilde oluyor a yazarcığım; ben harıl harıl emek harcıyorum arkadaşlıklarıma ama karşı taraf odun olduğu için tepkisiz duruyor ya, ben o noktada sinkafı çekiyorum. hah şimdi ne oldu? bunu söyle bakiim? evet ilişkiler tek taraflı yürümez, çogzel söyledin.

başladıktan oldukça uzun süre sonra biten arkadaşlıklar yok bende. çünkü bir yerden sonra alışkanlık oluyor. annemle babam gibi. görmeyince özlemiyorum, biliyorum ki bi yerde sabit onlar.

velhasıl kelam emek, el işi, göz nuru arkadaşlıklardan yara aldıkça bırakıyorum ipin ucunu bundan kelli. buradan da selam uçuruyorum beni niye sildin, niye telefonu açmıyorsun, ayy sen de iyice selamsız oldun diyenlere.

öperim hepinizi

07 Ekim 2009

ENNN Yaratıcı 404 sayfaları

404 dediğimiz şey efenim böyle bir sayfa yok, sayfa bulunamadı ibaresinin http protokolündeki kodudur.






















06 Ekim 2009

marre man

Blogumuzun vasıfsız, her telden çalan ama güldürmeyen, güldürmediği gibi düşündürmeyen yapısını sarsacak bir şey yaziim mi sevgili kaptan severler?

Marree Man 1998'de bir uçak yolculuğu sırasında keşfedilen yeryüzünün bilinen en büyük arazi enstalasyonu. bu ne demek şöyle söyliyim; uçaktan aşağı baktığında kocaman bir çıplak aborjin erkek figürü görürsün. Yüksekliği 4.2 km dairesel genişliği 15- 28 km olduğu için anca uçaktan baktığında görürsün. kim yapmış neden yapmış kimse bilmiyor.

27 Eylül 2009

sınava girecek talebeler!

26 Eylül 2009

ayy ne kadar zayıfsın

çeyrek asrı devireli epey olmuş ömrümde en sık duyduğum şey "ayy ne kadar zayıfsın cümlesi" oluyor. şimdi bu cümleyi kurana yanıt vermez, tepki göstermezsen ardından "hiç yemek yemiyo musun sen?" sorusu geliyor. daha da ileri gidenler "gel sen benle yaşa 1 haftada sana kilo aldırayım" diyorlar.

şimdi arkadaşım, gerçi sen benim arkadaşım falan olamazsın orası ayrı, şişman olan insanlara nezaketen "oha öküz gibi olmuşsun az kilo ver lan" demiyorsunuz. ya da "sen biraz DAHA mı kilo aldın" hiç demiyoruz. "abov götün kocaman" da demiyoruz.

e o zaman ne bok yemeye zayıf insanlara ikinci sınıf insan muamelesi yapılıyor anlamıyorum. niye biz yemek yiyelim vücudumuzu yağla dolduralım diye zerre samimiyetimiz olmayan insanlarla 1 hafta yaşıyoruz?

tüm bunların yanıtı istiyorum şişkopatlar. insan olun azcık, he bi de o koca götü de eritin.

11 Eylül 2009

eğitici oyun?!

10 Eylül 2009

Does he means the spelling system?

07 Eylül 2009

100. blog kaydım sen ol istedim.

bugün öyle bi güldüm ki neye güldüğümü unuttum

01 Eylül 2009

27 Ağustos 2009

samurai on the toilet

e bi karar versen diyorum

26 Ağustos 2009

Allahım isyanım sana değil yanlış anlama
kulların yavşak!
ilkokul, ortaokul, lise öğretmenlerimin bikinili fotoğraflarını facebook'ta görmek istemiyorum.

14 Haziran 2009

psp ye ilk adım

Henüz PSP sahibi olmayan, PSP sahibi olup da bir takım sorunlarla karşılaşanlar için birkaç şey yazıp birkaç oyun incelemesi yapacağız birlikte kaptanseverler ya da henüz sevmeyenler.

PSP almalı mıyım?
evet arkadaşım, her sağlıklı, oyun seven Türk genci PSP almalı. PSPler çeşit çeşit hatta rengarenk hale geldiler. PSP Slim'ler HDMI kablo ile LCD TV'lere bağlanabiliyor, böylece taşınabilir bir oyun konsolu ve bir kablo ile oyundan maksimum keyif alabiliyoruz. benim LCD'im yok :( derseniz PSP fat alın, bir 100 TL kar eder, onu da PSPnin kırılmasına, hafıza kartına vesairine harcarsınız. yaparsınız siz bunu köftehorlar.

PSP'de korsan oyun oynayabilir miyim?
PSP'ler orijinal olarak UMD disklerle çalıştırılabiliyor. PSPmin garantisi gitmesin diyorsanız orijinal oyun alıp oynamak durumundasınız. Ha ben korsana karşı değilim, korsan benim yarenim, gelişimimdeki cengaver yardımcım diyorsanız PSPyi 30 TL gibi bir fiyata kırıyorlar. 4 GB'lık bir hafıza kartıyla da ortalama 9 tane oyun sığdırabiliyorsunuz, 10 değil. 4 GB hafıza kartı 50 TL, 8 GB ise 90 TL gibi bi şey. 1 GB bana yeter demeyin. insan PSPnin tüm nimetlerinden faydalanmak istiyor. mp4 formatında film izleyebiliyorsunuz, g.t kadar ekranda izlemem diyorsanız da yola bele gitmeniz gerektiğinde tükürdüğünüzü de yalarsınız. köftehorsunuz evet.

Hafıza kartları fotoğraf makinasına oraya buraya takılan kartlardan değil, PSP için özel üretilmiş, farklı boyutta kartlar. o yüzden ehemehe kartım var benim diye sevinmeyin :'(

Hafıza kartını aldınız taktınız. USB'yi de bilgisayarınıza bağladınız, içerik atacaksınız. PSP menüsünden Settings'e gelip USB Connection diyorsunuz. Normal bir hafıza kartı gördüğünde PC'niz hemen dosyayı nasıl açayım diye soruyor ama bu sefer olmadı, bilgisayar PSP'yi tanımadı diyorsanız yapacağınız şey hafıza kartına format atmak. onu da bilgisayarım kısmından memory card üstüne sağ tıklayıp format/biçimlendir ile yapabiliyorsunuz. güzeeeel.

Oyunları nasıl temin edebilirim?
Oyunları en basit yöntemle internetten indirebilirsiniz. genelde iso veya cso uzantılı oluyorlar. USB connection işlemini tamamladıktan sonra oyunları ISO klasörüne attığınız zaman oluyor. Cihazı aldığınız yerden oyun da satabiliyorlar. bir oyunu 5 TLye alabiliyorsunuz.

PSPnin dezavantajları var mı?
olmaz olur mu? tuşların yerinden midir, insan ergonomisinden bihaber üretilmesinden midir bilinmez çok oynayınca elinizi ağrıtıyor. yine çok uzun süreli kullanımlarda ekran bulanıklaşmaya başlıyor. kadı kızının kusurları bunlar. fifa, pes, nba oynamak oldukça zor.

PSP'yi bilgisayara bağladım ancak please wait yazısı yarım saat gitmedi, bağlantı kurulamıyor? napiyim ben kaptan :(
bunun iki nedeni var;
1- vista kullanıyorsanız USByi ikinci kez taktığınızda göremeyebiliyor. bilgisayarı kapatıp 20 dakika sonra denediğinizde oluyor. sorun sizde değil vistada :( mümkünse yollarınızı ayırın. ayıramıyorsanız windows 7, 2010'da çıkacak. az sabredin

2- sorun vistada değil hala please wait diyorsa kullandığınız USB kablosu problemlidir. kabloyu değiştirdiğiniz zaman sorun çözülecek.

hala çözülmemiş olması gibi bir şey söz konusu değil kusura bakmayın.

PSP denen cihaz çiziliyor, çizilmiyor diyen dombilidir. koruyucu filmler var, görüntüde herhangi bir değişiklik yaratmıyorlar, çıkarmak istediğinizde de kolayca çıkarabiliyorsunuz. ihtiyaç dahilinde satmak istediğinizde o küçümsediğiniz film hayat kurtarıcı olabiliyor.

ben PSP alırken çok düşündüm, alsam almasam arasında günlerce gidip geldim. ve kafamdaki sorular ve sorunlar genel olarak böyleydi. pişman mıyım? kesinlikle hayır. düşünen varsa düşünmesin alsın.

herkesin PSPsi olsun ki kimse benden "birkaç gün versene lan" diye istemesin.

30 Mart 2009

30 Mart 2009

Recep İvedik kovalasın seni

divxplanet'ten indirilmiş bir alt yazı.

27 Mart 2009

bilim ve teknik

Bilim Teknik dergisi Evrim teorisi kapağından rezaletinden sonra inanıyorum ki; Türkiye'de bilim pamuk içinde fasulye yetiştirmeye eşit.

22 Mart 2009

sevgilim hep osuruyo




20 Mart 2009

anlayan telesekretere not bıraksın


11 Mart 2009

kahkaha ölçücüsü

21 Şubat 2009

naber?

bunun tek cevabı var, o yüzden çok da soru niteliğinde değil. bir de birisi naber deyince mutlaka kısa bir iyilik ardından senden naber? tevdi edilmiş bir görev sanki.

nasılsın sorusu bana daha samimi geliyor. bak yanıtlara; iyi gibiyim, bilmiyorum, biraz canım sıkkın vs.

ama naber denince bana nasılsın sorusuna verilen yanıtlar verilemez gibi geliyor, sana da geliyor mu ey okuyucu? yoksa bu konuda da mı yalnız bırakacaksın beni?

20 Şubat 2009

bay bülent ersoy bu kavanozda!

10 Şubat 2009

kaptan'ın fimo ile imtihanı level 2



06 Şubat 2009

kaptan'ın polimer kil'le imtihanı


19 Ocak 2009

Uzay Heparı Sonsuza...

90'lar önemli. evet. 90'larla ilgili milyon tane şey söyleyebilirim. biri çıkar ordan 80'leri savunur 90'lara karşı. savunsun. umrumda değil. trt'den kalma kafa sallamalı erkan oyunları oynarız karşılıklı. arguman yeteneğim gökçek'inden de kötü zira.

ah kaptan severler, eve doğru seyirtirken radyoda kadınım şarkısını duydum, Tanju Okan'lıyı değil, Levent Yüksel'liyi. ama levent yüksel yerine ses rengini tanımadığım bir adam yırtına yırtına söylüyordu. sordum sarı gugıl'a, yüksek sadakat dedi. uzay heparı için kendi çaplarında saygı albümü yapmışlar. ha bana kalsa uzay heparıya yapılmış saygısızlık olarak nitelendiririm. sen onların çaplarına ulaşabilir misin bre deyyus desen sana da iki tokat nakşederim.

Adem olan anlar şarkısı seda yavuz & DJ Funky tarafından bi şeyler yapılmış. söylenmiş, yorumlanmış falan demeye dilim varmadı. iki scratch yaptım DJ oldum, iki x attım clubber oldum konusuna da bir ara değineceğim.

Sertab erener'in sevgiliye göre dünya görüşü, kılık kıyafet değiştirmesi gözümde su yüzüne çıktığından beri sertabı da sevmem. önyargılı yaklaşmıyorum ama "bu gece son"? bence elini eteğini çeksin albüm malbüm işlerinden. evinin vejeteryanı olsun.

albümün tümünü dinlemeye sabrım kalmadı. gittim mars volta - the widow dinledim. Levent Yükselsiz bir uzay heparı saygı albümü LPG takılmış ferrari gibi olmuş. yazık lan.

burak kut'un kınalı bebek yorumunu varmış bi de. sil onu çabuk sil dediler. merak ettim dinleyeceğim. bir daha buraya yazı falan yazmazsam üzüntüden verem olup öldüğüme kanaat getirebilirsiniz.

Sözüm sana Sezen Aksu! bu kadar sevdiğin bir insan için yapılan bu albüme müdahale edemedin mi? off.

kimler geldi sorma sakın kimler geçti, hiçbirisi senin kadar sevilmedi